www.acikistihbarat.com

30 Kasım 2004 Salı


"SİVİL ASKERLER" MGK'YI "ASKER SİVİLLERE" DEVREDERKEN


("Düşünce tank"ları ile bir ülkeyi tanksız işgal senaryoları)

Kıvanç Değirmenli


OYUN
BOZAN

 



100. Yıl Mutabakatı


"Birine kötülük yapacaksan eğer; yüzüne iyilikle bak, onunla dostça konuş, öyle ki, hilenin farkına varmasın, yanılsın"

Germenlerin en eski
destanlarından Edda'dan
alıntı




Biliyor muydunuz?

Geldikleri kıtada kızılderililere karşı tarihin en büyük SOYKIRIMlarından birini gerçekleştiren ABD'lilerin; Kızılderilileri yoketmek için uyguladığı taktiklerden birinin , kızılderilerin yaşam kaynaklarından biri olan bizon sürülerini yoketmek olduğunu; General Phil Sheridan gibi isimlerin "Bizonlar ortadan kalktıklarında; kızılderililer de ölüp gidecektir" şeklinde demeçler verdiklerini ve neticede kıtaya geldiklerinde 30 milyon olan bizon sayısının, 1900'lerin başında 500' e indiğini...



Kendi MGK'sını "dikta", başkalarının MGK'sını "think tank" zanneden yazar-kasalar aracılığı ile yürütülen psikolojik harp 30 Kasım 2004 itibarı ile resmen zaferini ilan etti.

 

 

 

 

 

 

 

Kullandığı "think tank" sözcüğünün Türkçesini bile üretemeyen; üretse dahi kullanmayan bir zihniyetin; düşünce üretmesi sözkonusu olamaz. Bu yapılar olsa olsa; başkalarının düşüncelerini yorumlar, derler, uygular ve raporlarlar.






 









Başkasının "think tank"i ile milletine "şeffaflık", "sivillik" ve "demokrasi" şovu yapanlar; başkalarının düşünce tanklarının paletlerinin altında ezildiklerinin bile farkında değiller.

 

 

 

 

 

 

 

 










 

 

 




MGK sivilleşti; peki sonra ne olacak?

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

Her zamanki oyunu göreceğiz;

Sızamadığın yapıyı kötüle, profilini düşür, açılmaya zorla...

Sızdıktan sonra; iyileştir, profilini yükselt ve elitizm mekanizmaları aracılığı ile kapat

 

 

 

 

 

 

MGK Genel Sekreteri'nden bir ricamız var : Sayfamızdaki "TAM MİLLİ SİYASET" vizyonunu bir zahmet kaldırın; sizi zor durumda bırakabilir. Biz zamanı gelince o sözü tekrar yerine koyar ve gereğini yaparız.


Gelin şu "sivil" MGK söylemini biraz deşelim...

Kendi MGK'sını dikta, başkalarının MGK'sını "think-tank" zanneden bir kaç yazar-kasa aracılığı ile kendisine yönelik gerçekleştirilen psikolojik harbi önleyemeyecek kadar etkisizleşen bir yapı; 30 Kasım 2004 itibarı ile, dünyada eşi örneği olmayan bir şekilde kendini "think tank" olarak ilan etti...

AKP iktidarını ve bütün uyumlu kadroları buradan kutluyoruz. Kadrolaşmada kendilerine yeni ve çok değerli bir alan açtıkları için değil tabiki...

Diğer ülkelerin askeri doktrinlerini millete "demokrasi", "dünya düzeni" diye satarak evlerine "ekmek" götüren "sivil"lerimizle; kendi ülkesinde, Kraliçe'ye doğrudan bağlı olan Hollanda Genelkurmay Başkanı'ndan bile "sivilleşme" ve "demokrasi" dersi alan "askerler"imizi; ortak bir vizyonda buluşturdukları için.

Darısı; bırakın şeffaflaşmayı ve "think-tank"leşmeyi; her geçen gün daha grift ve komplike yapılara bürünen; demokrasi ve sivillikten nasibini alamamış diğer ülkelerin sivilleri ve askerlerinin başına.

Madem artık her şey şeffaf olacak; biz de açıklayalım bakalım şu MGK'da neler olurmuş...

Önce aşağıdaki sözü bir okuyun

Milletimizin mutlu, güvenli ve mutluluk içinde yaşayabilmesi için; Devletin TAMAMEN MİLLİ BİR SİYASET izlemesi ve bu siyasetin iç kuruluşlarımıza TAMAMEN UYGUN ve DAYALI olması lazımdır.

Bu söz kime mi ait...

Tabiki vizyonu, cesareti ve en önemlisi şahsiyeti olan bir adama : MUSTAFA KEMAL'e.

Peki bu söz nerede yazıyor :

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin ana sayfasında. (01 Aralık 2004 itibarı ile)

Peki aşağıdaki söz kime ait:

Siz kim oluyorsunuz da bu rozeti taşıyorsunuz; burası derin devlet değil; biz burayı saygıdeğer Başbakanımızın talimatları doğrultusunda AB'ye uyumlu hale getirmeye çalışıyoruz

Bu söz MGK'nın yeni "sivil"inden önceki "asker"ine ait...

Bu söz nerede mi söylenmiş :

MGK ile bağlantılı faaliyet gösteren; Milli Güvenlik Akademisi Mezunları Derneği'nin sözkonusu "askeri" ziyareti sırasında...

Bu söz nasıl mı söylenmiş :

Yakalarında Türk bayraklı akademi rozetini taşıyan ve askerliğini komando asteğmen olarak yapan akademi üyelerinden bir tanesinin yakasından sinirli bir şekilde tutularak...

MGK'daki son "asker" peki niye bu kadar kızmış...

Çünkü bu dernek; Erzurum'da Başbakan'ı kızdıran bir toplantı düzenlemiş..

Peki sonra ne olmuş :

Bu asteğmenler yakalarındaki rozeti, yakalarına yapışan MGK'nın son "asker"inin masasına bırakıp çıkmışlar.

MGK'nın son "asker"i böyle yapmış...

Peki MGK'nın ilk "sivil"'i ne yapmış...

MGK'nın ilk sivili kendince tarih yazmış...

MGK'nın artık bir "think tank" olarak "askeri" ve "sivil" bürokrasiye düşünce üreteceğini belirtmiş...

Güler misin, ağlar mısın...

Zamanında, başkasının "askerinin" ülkesi için "düşünürken" güvenliği sağlamak amacı ile kurguladığı fiziki mekanı tanımlamak için kullanılan...

daha sonra ABD emperyalizminin öncü kuvvetleri olarak küreye salınan devlet destekli "düşünce kuruluşları"nı tanımlamak için kullanılmayan başlanan....

"think tank" kavramı;

"düşünme" iddiasında bulunan yurdum "sivil"i tarafından; "şeffaflık" amacı ile yapılan toplantıda telafuz ediliyor...

hem de bu kavramın İngilizcesini aynen kullanmakta hiç bir beis görmediği her halinden belli olarak.


Böyle bir yapı ve zihniyet "düşünce" üretemez; olsa olsa yorumlar veya uyarlar...

"Diğer ülkeler ne yapıyor, hangileri iyi, hangileri kötü" tarzında; bu ülkenin hangi üniversitesine verseniz rahatlıkla hazırlayabileceği raporları cakalı kağıtlara basıp, cakalı dosyalara koyup, üzerine bir de sıkılmadan "GİZLİ" damgası basarak sivil ve askeri bürokratların masasına servis eder...okunmadan, dosyalanmak üzere.

Kusura bakmayın ama; düşünceyi Washington-Londra-Brüksel-Kudüs üretir ; siz yorumlar, derler veya aynen kullanırsınız beyler.

Başkasının "think tank'ı ile kendi milletinize "şeffaflık", "sivillik" ve "demokrasi" şovu yapmayı da bir marifet zannedersiniz....başkalarının düşünce tanklarının paletlerinin altında ezildiğinizin farkında bile değilsinizdir.

Zamanında MİT "şeffaflaşma" adına tesislerini açıp, basına brifing verdiğinde; "şeffaf istihbarat örgütü kadar abuk bir kavram olabilir mi" diye onlara haksızlık etmişim..en azından onlar, kantini felan gezdirmiş ve "aa MİT kantininde de çikolata satılıyormuş" gibi yazılar yazabilecek çapta beyinleri "şeffaflaşma" adına uyutmuşlardı.

Burada ise; koca bir devletin getirildiği noktanın bir karikatürünü görüyorsunuz.

Atatürk'ün TAM MİLLİ SİYASET vizyonunu ana sayfasından kamuoyuna duyuran bir kurumun genel sekreteri; her fırsatta AB'ye uyumdan sözediyor...

ve

ülkenin; sivili ile, askeri ile, ülke adına; gerekirse gizli, ama sonuçta devlet üst yönetiminin bilgisi dahilinde; özel politikalar, taktikler ve stratejiler kurgulayacağı bir platform olma özelliği taşıması gereken bir kurumu kendini "think tank" ilan ediyor.

Ve dikkatinizi çekerim; devletin yapılarının sivilleşmesi; sözde sivil yapıların başka devletlerin finansmanı altına girmesi ile eşzamanlı olarak gerçekleşiyor.

(Bir ara hatırlatın da sizlere; Eczacıbaşı'nın kontrolündeki TESEV'de; RAND gibi dış kuruluşlarla daha entegre çalışılması için yaşanan iç savaşı ve bu mücadelede Cüneyd Zapsu, Can Paker gibi isimlerin rolünü anlatayım)

Çok uzadığının farkındayım ama sizlere "sivilleşen" MGK'dan sonra neler olacağını da yazayım da; gerçekleştiğinde beni anarsınız.

1) Tayyip Erdoğan iktidarının; AB maskesi altında piyasaya sürdüğü Yerel Yönetimler Yasası uyarınca; hatırlarsanız; kamu hizmetleri özel sektöre devredilebilecek.

2) MGK'nın sivilleşmesi ile birlikte; MGK'nın TESEV gibi "sivil think-tank"lerle daha sık işbirliiği yapmaya başladığını göreceksiniz.

3) Daha sonra; yazar-kasalardan bir tanesi; "MGK'da neden sivil toplum örgütleri de bulunmasın" diye ; artık gördükçe güldüğümüz ebleh "demokrasi" incilerinden birini üretecek.

4) Bu ortamın oluşmasına müteakip; TESEV gibi kuruluşların; MGK ile işbirliği içinde raporlar hazırlamaya başladığını duyacaksınız.

5) Bu yakınlaşma derinleştiğinde; göreceğiz ki; bu ülkede ne kadar yabancıların güvenlik politikaları doğrultusunda "sivillik" taslayan STK varsa; MGK'de temsil edilmeye başlanacak

6) Baronlar bir kere içeri girmeye görsün; MGK'nın profili yeniden yükseltilecek ve Türk siyasi hayatının yeniden belirleyici organlarından biri olacak.

Kısacası senaryoda aslında yeni bir şey yok...

Henüz sızamadıysan...kötüle, profil düşür, ayrıştır, açılmaya zorla...

Sızdıktan sonra...iyileştir, profil yükselt ve elitleştirme yolu ile kapat...

Bu ülke bu oyunu özelleştirmelerden; devlet "reformlarına" kadar bir çok alanda tekrar tekrar izlemedi mi?

Bir kerecik de MGK için izlersiniz, olur biter.

Bu arada; MGK Genel Sekreteri'nden bir ricamız var...

Atatürk'ün TAM MİLLİ SİYASET vizyonunu içeren o sözü;

AKP gibi bir iktidarın; AB yoluna baş koymuş bir genel sekreteri olarak sizi zor durumda bırakıyor.

Ya "TAM", ya da "MİLLİ" sözcüğünün anlamını bilmiyor izlenimi bırakıyorsunuz ki; koskoca MGK'nın Genel Sekreterini böyle bir pozisyonda görmek bu ülkenin vatandaşlarını üzer.

Bir zahmet onu kaldırın.

Biz zamanı gelince tekrar o sözü yerine koyar ve gereğini yaparız.



K.D.